Bu Blogda Ara

20 Eylül 2009 Pazar

BEKİR COŞKUN


Bu sabah Haber Türkte Bekir Coşkunun artık bu gazetede yazacağını öğrenince hafif bir şaşkınlık geçirdim ama Sn.Fatih Altaylının bunun ani bir gelişme olmadığını yaklaşık 1yıllık bir geçmişi olduğunu ve hatta Haber Türkün yayın hayatına başladığında Sn.Coşkununda aralarında olacağını ama o sıralarda Doğan Grubuna gelen cezadan ötürü Sn. Coşkunun o gün için ayrılığın doğru olmayacağını biraz zamanının geçmesi gerektiğini söylediğini,Sn.Altaylınında onlara daha çok ceza geleceğini ama bu asil davranışında tam Bekir Abisine yakışır bir davranış olduğunu köşesini ayırarak beklemeye karar verdiklerini okuyunca başlangıçtaki o hafif şaşkınlığım 8 şiddetinde bir depreme dönüştü. Zira hayatta yan yana düşünemeyeceğim iki karakter bir araya gelmişti,birisi Patronu kimse onun dediğini yazar ötekisi ise sadece kendi bildiğini ve inandığını. Allahım dedim kendi kendime ben bu kadar saf bir adammıyım yıllarca ilkeli olduğu ve ilkelerinden taviz vermediği için derin bir hayranlık beslediğim bir köşe yazarı nasıl böyle bir karar alabilirdi velev ki Sn.Başbakan Aydın Doğana gitmesi için baskı yapmış olsa bile(buna hiç inanmıyorum).Sn Altaylının ifadesine göre önüne uzatılan sözleşmeyi dahi okumamış Bekir Abisi yani bu kararda para hiç rol oynamamıştı,zaten Sn.Altaylıya göre Haber Türk medyanın yeni amiral gemisi olma yolunda hızla ilerliyordu,Sn.Bardakçıyı tenzih ederim ama kiminle YİĞİT BULUT,bizaati FATİH ALTAYLININ kendisiyle birlikte !! Hani yolları açık olsun ama ne işin var o gemide Sn.Coşkun her şey duygusal olduğuna göre !!( Piyasada şöyle bir dedikodu var 3 MİLYON$ TRANSFER 50BİN TL MAAŞ) dedikodudur inanmam zira Sn.Coşkuna yakıştıramam hoş Fatih Altaylıyla bir araya geldi ama yinede olsun.

Sevgiyle

SAYIN VALİMİZ


Birisi bana anlatabilir mi acaba Sayın Valimiz Muammer Gülerin yüzyılın felaketi olarak nitelendirilen,İstanbulda geçtiğimiz günlerde yaşanan sel felaketinde neden hemen ortalarda görünmediğini ve suskun kaldığını ama Cem Garipoğlu yakalanır yakalanmaz kameraların karşısına hiç vakit kaybetmeden geçtiğini.  
Siz zahmet etmeyin cevabını ben vereyim,toplum olarak biz sel felaketinden onun açmış olduğu tahribattan,işsiz bıraktığı onlarca insandan,iş yerlerini kaybeden iş adamlarımızdan,evleri yaşanmaz hale gelmiş insanlarımızdan onların dertlerini duymaktan hoşlanmıyoruz böylesi konular bizim dikkatimizi çekmiyor ama vahşice işlenmiş bir cinayet adeta iştahımızı kabartıyor hepimiz heyecanla bu hikayenin sonu nasıl bitecek diye pür dikkat gelişmeleri izliyoruz. 
Sayın Valimizde bizlerden biri olduğuna göre onunda ilgisini vahşice işlenmiş bir cinayet çekiyor sel felaketi değil !!

Sevgiyle

12 Eylül 2009 Cumartesi

ANLAYANA BİR HİKAYE


Kasabanın birinde herkes tarafından meczup olarak nitelendirilen ve önüne gelenin payladığı bir kadın yaşarmış , kadın her sabah kasabanın kilisesine gider içeri girmek istermiş . Kilisenin Papazı bre meczup ne işi var Allahın evinde senin gibi birisinin der olmadık hakareti ağzında bırakmaz ve kadını kovarmış. 
Hemen her gün aynı sahne yaşanır ama kadın Allahın evine girme isteğinden hiç vazgeçmezmiş.
 Günlerden birgün kadın yine kilisenin kapısında ama bu sefer her zamankinden daha ısrarcı içeri girmek istiyor ve Papaza yalvarıyormuş Papaz bu kez gemi azıya almış ve işi  kadını dövmeye kadar vardırmış ama kadında inadım inat değip ısrarından vazgeçmiyormuş itiş kakış devam ederken önce hava kararmış sonra büyük bir gök gürültüsüyle şiddetli bir yağmur başlamış Papaz efendi kendisini Allahın Evine atar atmaz bir ışık hüzmesi halinde gelen yıldırım  kiliseye isabet etmiş ve o anda yağmur durmuş gökyüzü her zamanki parlaklığına bürünmüş kilisenin yerinde yeller eserken o Meczup Kadın dimdik ayakta kilisenin önünde duruyormuş .
Hadi bizim meczuplar varmısınız hep beraber Belediye Sarayına ve Sn.Başkana şu selin hesabını sormak için içeriye !!

Sevgiyle

SON GÜNLERDE YAŞANANLAR


İstanbul da yaşanan sel felaketine ilişkin TV ler de gördüklerimiz hepimizin yüreğini bir kor gibi yaktı ve sorumlulara içimizden lanetler yağdırırken öfke ve isyan duyguları her yanımızı sardı. 

Bir dakika durup ve çok çok büyüklerimizin uzunca  bir sessizliği takiben yaptıkları açıklamalara bir göz atalım;

  1- Son 80 Yılın m2 ye düşen en büyük yağışı . KADİR TOPBAŞ
  2- Dere intikamını alırmış . RECEP TAYYİP ERDOĞAN
  3- Ruhsat veren CHP ve DSP li Belediyelerdir. KADİR TOPBAŞ
  4- 16 Yıldır Belediyeyi 7 yıldır ülkeyi yönetiyorsunuz sorumluklarınızdan kaçamazasınız hepinizi gereğini yapmaya davet ediyorum. OKTAY VURAL
  5- Mimar Sinanın 450 yıl önce yaptığı köprü dimdik ayakta kullandığı teknik tüm ilgililere ve yetkililere örnek olsun. GAZETELER
  6- Ordu 24 Saat Teyakkuz Halinde. GENEL KURMAY
  7- Bari jeneratör getirselerdi de gecede halkımız kurtarma çalışmalarına devam edebilseydi. HİKMET TANRIVERDİ İTKİP BŞK.
  8-Araçlarınızda canyeleği,halat,yağmurluk,çizme,evlerinizde bot bulundurun. YENİ NESİL İŞ ADAMI

Listeyi uzatayım mı yok yok yeter dediğinizi duyar gibi oluyorum yeter de ama neye yeter. Hepsi birer fıkra konusu olacak açıklamalar . Ağzından çıkanı kulağı duymayan yönetici yığınları arasında kalmışız gayet normal mübarekleri ithal etmiyoruz ki onlarda bizim gibi yığınların arasından çıkıyor.

Şimdi önümüze sandığın gelmesini mi bekleyeceğiz bir yığın gibi yoksa sandığı önümüzemi getireceğiz bir bilinçli vatandaş topluluğu gibi..?

Sevgiyle

ÇAMUR AT İZİ KALSIN


Birkaç hafta öncesine kadar ana gündem maddesi olan AKP ye ilişkin Fethullah Gülen hareketinin temel dayanağı olan BELGE ye ne oldu ? 
Kim takip ediyor ?
Sadece Genel Kurmaymı !! Nerede İnsan hakları deneği,nerede Barolar birliği, nerede Yarsav, nerede Tüsiad , nerede o çok bilmiş Köşe yazarları...

Biri beri gelsinde söylesin .

Sevgiyle