Bu Blogda Ara

20 Şubat 2010 Cumartesi

AKILLA KONUŞMAM

“Akılla bir konuşmam oldu dün gece.
Sana soracaklarım var dedim ; 
Senki her bilginin temelisin bana yol göstermelisin.

-Yaşamaktan bezdim ne yapsam? Bir kaç yıl daha katlan

-Nedir dedim bu yaşamak? Bir rüya birkaç görüntü 

-Evi barkı olmak nedir? Biraz keyfetmek için yıllar yılı dert çekmek 

-Bu zorbalar ne biçim adamlar ? Kurt,köpek,çakal makal

-Ne dersinbu adamlara?yüreksizler,kafasızlar,soysuzlar

-Benim bu deli gönlüm ne zaman akıllanacak?
 Biraz daha kulağı bükülünce

-Hayyamın bu sözlerine ne dersin?
Dizmiş alt alta sözleri hoşbeş etmiş derim dedi.

Sevgiyle

HAYATA DAİR 3


Birgün bir mong(budist rahip) ile sohbet ediyorduk,benim yuvarlak gözlüklerim,dazlak kafam ve bembeyaz kıyafetim ilgisini çekmiş ve benim Dalaylamayı andırdığımı söylemişti.

Herkes bundan onur duyar bende duydum,o bir mong olabilmek için yıllarını vermiş üstelikte teoloji doktorasına sahipti bense kendi halinde bir adam.

Bana Budayı ve Budizmi saatlerce anlattı ben usanmadan ve hiç kesmeden dinledim,anlattıkları benim bildiklerimin % 10 bile değildi.Mong sabırla dinlemem karşısında hafif bir şaşkınlıkla böylesi dinlemeyi nerede öğrendiğimi sordu.Bense tam ingilizceye çeviremesem bile mealen şu cevabı verdim."Kamil insan olmayan insana olmaz aşina Men ariften bilmeyen irfana olmaz ayna"

 Sonrasımı hale iki iyi dostuz ama bilmez bendeki sırların kaynağını.!

Sevgiyle

HAYATA DAİR 2


Hepimiz zaman zaman kendimizle ilgili muhasebe yaparız ve bu ağırlıkla nerede yanlış yaptık biçiminde olur.

Bir Brezilya seyahatim sırasında Dalaylama ile aynı uçakta uçmak nasip oldu bir sıra önümde oturuyordu tek başına her zamanki sade kıyafetinin içinde.!! Yanına gittim ve konuşmak için müsaade istedim büyük bir tevazu içinde yanındaki yeri gösterdi bende kendimi tanıttıktan sonra şu soruyu kendisine yönelttim.
 Cevap hepimizin bildiği ama düşünmediği bir şekilde geldi."Yanlış ve doğru ikiz kardeş gibidirler ve birbirlerinin gölgesidirler nasıl ki dünya güneşin çevresinde dönüyorsa onlarda birbirinin çevresinde dolanıp dururlar niçin neden nasıl diye sorgulamak yerine bir de şöyle düşünmeyi dene" "Geçmiş tedavülden kalkmış para gelecek verilmiş senet bugün ise nakit paradır"sonra gözlerini kapatıp sessizliğe büründü usulca yanından kalkıp yerime geçtim ne kadar haklıydı o an o üç cümle hayata bakış açımı değiştirivermişti.!!!

Sevgiyle

9 Şubat 2010 Salı

TÜSİADA SESLENİŞ 2

Tam yönetim kurulu başkanlık seçim günü Tüsiad hakkında bir yazı yazmış ve işin özünde Tüsiadın hızla bir fan kulüp haline dönüşmekte olduğunu bunun nedenlerini ve bazı çözüm önerilerini paylaşmış ve bilahare yönetim kurulunda yer alan bir dostum aracılığı ile yeni yönetimede iletmiş idim.

Ancak o günden bu yana gözlemlediğim tek şey eski ağır topların medyada yer alarak vaziyeti kurtarma gayretlerinden başka bir şey yok bu arada Sn.Boyner açılış konuşmasında altını çizerek Tüsiadın bir baskı grubu olduğunu söyledi doğrudur ama ortaya konuş biçimi yanlış olmuştur doğru ifade "tıpkı diğer sivil toplum örgütleri gibi Tüsiadda baskı gruplarından biridir"olmalıydı bir sözcükten ne çıkar demeyin bu bakış açısıydı ve halen kendisinin tek olduğunu sanan bir ifade tarzıdır ve zaten sorunların biri de bu anlayış tarzıdır.

 Her neyse benim esas söylemek istediğim birilerinin Türkiyenin önümüzdeki 25 yılına stratejik bir yön vermesi gereğidir buda Tüsiada yakışır ve silkinip kendisine gelmesini sağlar.

Tüsiad bir öncü rol içinde diğer sivil toplum örgütleriyle birlikte bir stratejik yol haritası ortaya koymalıdır.
Bu harita üç temel nokta üzerine oturmalıdır ;

   1 – Tarım ve Tarımsal Sanayi
Körfez bölgesinin her şeyi vardır ama tarımsal ürünü , hayvancılığı yoktur bunu dikkate alan bir model ve strateji ortaya konmalıdır.Burada taktik düzeyde bir not "Helal Ürün"sertifikasıdır halen ortalıkta serseri mayın gibi sahipsiz bir şekilde dolaşmaktadır bugün Brezilya 60 milyar dolarlık et ve et ürünlerini "Helal Sertifikalı" olarak islam dünyasına satmaktadır.

  2 – Bilgi Teknolojileri
Dünyanın en önemli bilgisayar oyun yazılım kuruluşu Türkiyeyi bilmem kaçıncı kez ziyaret etmekte ve Türkiyenin Avrasya ve Arap dünyası için bir merkez olabileceğini ifade etmektedir o halde ikinci strateji ve model bu noktada ortaya konmalıdır.Yine taktik düzeyde bir not Sn.Cumhurbaşkanının Hindistan ziyaretinde Tüsiad Yönetim kurulu olarak temsil edilmişmidir.Sinan Çetin film endüstrisiyle bir araya gelmeyi akıl etmiştirde,Tüsiad yazılım endüstrisi ile bir araya gelmeyi düşünmüşmüdür?

  3 – Enerji
Türkiye sadece koridor olmaktan çıkıp depolayan ve dağıtan bir konuma geçmelidir. Bu Rusya,Azebeycan,Türkmenistan,İran,Malezya,Avustralya gibi ülkelerle iş birliği halinde projeler geliştirmekle olur. Üçüncü strateji ve model burada ortaya konmalıdır.

Sn. Başkan ilk yurt dışı ziyaretinizi bir heyet olarak tercihen İran dan başlayarak yapın ve diğer ülkeleri de programlayın bu çizginizin değiştiğini göstermez tam tersine hadiselere el koymaya başladığınızı gösterir.

Sevgiyle

8 Şubat 2010 Pazartesi

TEKEL-TARIM VE HAYVANCILIK ÜZERİNE BAZI DÜŞÜNCELER


Son zamanlarda sıcak gündem maddelerinden biri Tekel işçilerinin direnişi,insani olarak duruma çok üzülüyorum ama haklı olduklarına inanmıyorum ve bir sosyal demokrat olarak gerek muhalefet gerekse başka odaklarca kullanıldıklarını düşünüyorum.

Bugün yaşananlar yıllarca izlenen popülist politikaların bir sonucu olup o politikaları hepimize yutturanlar büyük vebal altındadır o politikalar sadece bugünkü manzarayı doğurmamış ayrıca hepimize yıllarca enflasyon,vergi,kriz olarak dönmüştür.Geçmişte imha edilen tütünün değeri milyarca dolardır bunu o işçi kardeşlerimiz ve sendikalar çok iyi bilirler ama sendikalarımızda malesef bozuk sistemin birer bozuk parçalarıdır.4 c sendikalarımızın arzusuyla özelleştirme sonucu issiz kalacak insanlarımıza karşı önerilmiş ve geçmiş hükümetlerce uygulamaya alınmış bugünde binlerce çalışanın faydalandığı bir programdır.Çözüm üretme özürlüsü olan bizler bu işi ölüm orucuna kadar getirmiş durumdayız ve önümüzdeki günlerde ölüm olaylarıyla karşılaşırsak bunun vebali doğru taktik izlemeyen sendikalar ve sık sık tekel işçilerine destek veriyoruz diye orada boy gösteren sağ,sol muhalefet olacaktır resmen bu arkadaşlarımız kullanılmaktadır ve farkında değildirler.

Siz destek verme oyunu oynayanlardan bir çözüm önerisi duydunuzmu ben duymadım. Burada sendikalarımızın elde edilebilir sonuç üzerine taktik geliştirmeleri gereklidir zira henüz vakit geç değildir o da şudur ; 4 c kapsamına sözleşmeli geçilmektedir burada garanti altına alınması gereken şey süredir herkesin olağanüstü bir durum olmadığı taktirde emeklilik zamanları gelene kadar bu kapsamda kalmalarını sağlamaktır özlük hakları peşinde koşmak değil eminim ki hükümette bunu kabul edecektir.

Konuya Tekel işçilerinden girdim ama anlatmak istediğim başka bir şeydi belki de bundan sonra böyle olaylarla karşılaşmamızı da önleyecek bir yöntem. Bundan 2 yıl önce Fransa Normandiya bölgesinde bir hazır salata paketleme kurumunu ziyarete gittim,niyetim benzer bir işi Türkiyede o kurumla birlikte yapmak idi.Söz konusu kurumun bu işten cirosu Fransa ve birkaç Avrupa ülkesinde oluşuyor ve 600 milyon avro tutarındaydı.

Sistemi yakından inceleyince şunu gördüm % 100 ne çiftçilerin sahip olduğu depolama ve ön yıkama işleri yapan bir kurum bu kurum salatayı paketleyip nihahi tüketiciye sunan şirketin %40 ı na sahip %60 ise özel girişimin elinde. Sizin anlayacağınız katma değer paylaşımın çiftçiye kadar uzandığı bir düzen. 

Bunu görünce Mustafa Kemale olan hayranlığım bir kez daha arttı.Hepimiz onun Fransadan her alanda etkilendiğini biliyoruz aklıma hemen Cumhuriyetin ilk yıllarında kurulan Sümerbank,Şeker Fabrikaları,Pancar Üreticileri birliği,Türkiye Zirai Donatım Kurumu ve diğerleri geldi ve o günlerde özel girişimcimiz olmadığı için onun rolünü Devletin üstlenmiş olduğunu fark ettim ama bunu ne o dönemin yöneticilerinin nede onlardan sonra gelenlerin anlamamış olmalarını veya anladıkları halde oy uğruna sistemi nasıl laçkalaştırdıklarını düşündüm.

Şimdi takkemizi önümüze koyup bir kez daha düşünme vakti gelmiştir bazı şeyleri kaçırmış olabiliriz ama hazır Tarım ve Hayvancılık sıcak gündemdeyken model yukarıdadır umarım yetkiler dikkate alırlar.

Sevgiyle

2 Şubat 2010 Salı

HAYATA DAİR 1


“ Picasso 90ında nefis eserler veriyordu.. Gothe Dr.Faustu 80inden sonra kaleme aldı.. Verdi Otello yu 73 Falstaff ı 80 yaşında bitirdi.. Sofokles Kral Oediups u yazdığında 80 yaşındaydı.

Bizler bu isimler gibi olamayız belki !! ama ünlü komedyen George Carlin in tavsiyelerinden yararlanabiliriz.

1- Zorunlu olmayan sayıları çöpe atın ; yaş,kilo,boy.Onları doktorunuz düşünsün zira bunun için para ödüyorsunuz.
2- Sadece neşeli arkadaşlarınız olsun.Suratsızlar,negatifler sizi aşağı çeker.
3- Öğrenmeyi sürdürün,internet,bahçe,müzik,resim ne olursa.Beyniniz atıl kalmasın zira atıl kafa iblisin tezgahıdır.İblisin adı da Alzheimerdir.
4- Küçük şeylerden zevk almaya bakın.
5- Sık sık uzun uzun var gücünüzle kahkaha patlatın.
6- Göz yaşları olacaktır katlanınız,yas tutun sonra başka frekansa geçin.
7- Sevdikleriniz hep çevrenizde olsun. Aile,sevgili,kedi,kuş,köpek,müzik,çiçek,hobiler ne olursa olsun eviniz sığınanızdır tadını çıkarın.
8- Sağlığınızın üzerine titreyin.
9- Vicdan azabından uzak durun.Çarşı pazarda gezin,seyahat edin ama sakın suçluluk,pişmanlık duygusuna yönelmeyin.
10- Sevdiklerinize haykırarak onları sevdiğinizi söyleyin,söylemekle kalmayın eyleme dönüştürün.

  " VE HİÇ UNUTMAYIN YAŞAM ALDIĞIMIZ
SOLUKLARLA DEĞİL, SOLUK KESEN ANLARLA ÖLÇÜLÜR"

Sevgiyle