Bu Blogda Ara

27 Haziran 2010 Pazar

TÜRKİYE'nin 11 EYLÜL'üne NE OLDU?

Şu Mavi Marmara'nın başına gelenlerden sonra Sn. Dış İşleri Bakanımız ABD'den seslendi: "Bu olay Türkiye'nin 11 Eylülüdür". 
Ülkenin hemen hemen her yerinde gösteriler, yürüyüşler birbirini kovaladı Sn. Başbakan partisinin grup toplantısında esti gürledi Sn. Arınç'ın gözleri doldu vb..
Bir şeyler oldu da ben mi kaçırdım yoksa hiçbir şey olmadı mı? az daha unutuyordum İran, İsrail savaş sebebi sayarız deyince yola çıkardığı yardım gemisine çark ettirdi.Hamas kontrol limanı olarak Güney Kıbrıs'ı tercih etti, ara bulucu olarak ise Mısır'ı, İsrail ise Sn.Tony Blair'i davasını anlatmak üzere kiraladı.
Sn. Başbakanımız ise G-20 toplantısında bir araya geldiği ABD Başkanı Obama'ya İsrail'in Türkiye den özür dilesin tezini söylemeyi unuttuverdi...!


Gerçekten ne oldu bizim 11 Eylül'e?

Sevgiyle

ÖZÜR BORÇLUSUNUZ…

Sn. Mehmet Ali Şahin ve Sn.Recep Tayyip Erdoğan; Türk Silahlı Kuvvetleri'ne karşı bir özür borçlusunuz. PKK'nın son karakol baskınından sonra her ikiniz de Genel Kurmay Başkanından hesap sordunuz. Bizim bilmediğimiz bir cevapmı aldınız? Yoksa Sn.Recep Tayyip Erdoğan, siperlere gidince gerçeği mi fark ettiniz? Evet Sn. Meclis Başkanımız ve Sn.Başbakanımız yüksek sesle bir özür dileyin de büyüklüğünüzü anlayalım.

Sevgiyle

BÜYÜK BİR MİTİNG YAPALIM!

Sn.Cumhurbaşkanı STK'ların başkanlarıyla bir araya gelmiş ve teröre re karşı ne yapalım diye tartışmışlar.Ortaya çıkan sonuçlardan biri "Büyük bir miting" yapalım; bir diğeri "Arama konferansı" yapalım. 
Beyler ben kafayı yedimde farkındamı değilim, yoksa bunların hepsini toplasan bir incir çekirdeği etmiyor mu? Eski cumhurbaşkanlarımızdan Sn. Süleyman Demirel'in öğrenci gösteri ve yürüyüşlerine karşı bir sözü var: "Yollar yürümekle aşınmaz".
Yapın kardeşim yapın mitingde, arama konferansıda yapın ama önce biraz tarih okuyun. Birinci Meclis tutanaklarına bir göz atın, sonra Mustafa Kemal'in Kürt meselesine yaklaşımını bir irdeleyin ondan sonra ne isterseniz yapın...

Sevgiyle

26 Haziran 2010 Cumartesi

KEMAL KILIÇDAROĞLU'na AÇIK MEKTUP - 3

Geçtiğimiz günlerde, 26 Haziran günü partisinin kuruluşunu ilan etmesi beklenen Sn. Mustafa Sarıgül birden frene bastı ve "Cumhuriyet Halk Partisi'ne ve yeni genel başkanına bir fırsat tanımak istiyoruz" dedi. Bunun üzerine medya mensupları size bu gelişme karşısındaki görüşünüzü sordular ve siz muzaffer bir kumandan edasıyla ve dudaklarınızda beliren müstehzi bir tebessüm ile "bize akseden bir durum yok olursa oturur değerlendiririz" dediniz.

Sn.Kılıçdaroğlu; acaba kendi kendinize sordunuz mu zaman zaman hırsı aklına galebe çalan Sn. Sarıgül neden böyle bir karar aldı diye? Ben defalarca sordum ve her seferinde aynı cevaba ulaştım. Sn. Sarıgül size yüklenen misyonu başaramayacağınızı gördü. Haksız mı? Bence işaretler pek de haksız olmadığını gösteriyor. Sanmayın ki CHP'nin eksiği yurt içi gezileriydi siz maşallah büyük bir enerjiyle oradan oraya koşuyor ve bu koşuşturmalarla halkla bütünleştiğinizi varsayıyorsunuz!

Sn.Kılıçdaroğlu; elbette halkla buluşmalısınız ama eliniz kolunuz dolu olarak. Doğrusu ben hiçbir konuda ne bir söyleminizi okudum ne de dinledim. Varsayalım ki iktidar oldunuz ilk 100 gün, ikinci 100 gün neler yapacaksınız? Sakın ola soyut şeyler söylemeyin, zira herkesin karnı yeterince tok! Size bir soru: Elinizde şöyle bir çalışma var mı; AKP iktidar olduğundan beri somut olarak neler yapmış? Mesela kaç km yol, kaç toplu konut,kaç baraj yapmış; Milli Eğitim'e, Emniyet'e kaç kişi yerleştirmiş vs. Ben olduğunu sanmıyorum. Peki ya AKP örgütü nasıl çalışıyor bunun bir algoritmasını çıkardınız mı? yine sanmıyorum.

Sn Kılıçdaroğlu, yarından tezi yok yukarıdakilerin hepsini yapın.Bu arada sanmayın ki Sn. Sarıgül kapınızı çalacak. Hayır dışarıda bekleyecek neyi mi? Anayasa referandumunu, ve o zaman "Evet"in faturası size kesilecek, Sn. Sarıgül ertesi gün partiyi kuracak işte o zaman da "manşetle gelen manşetle gider" sandalyesine oturacaksınız. Bu arada Sn.Baykal da oyuncağını sizden geri alacak.


Sevgiyle