Sürekli demokratikleşmeyi tartışıp duruyoruz; siyasetçiler, kanaat önderleri, köşe yazarları çiçek bar müdavimleri, velhasıl herkes. Adımlar atılıyor, atılıyormuş gibi yapılıyor. Ama karşıt görüş duyunca hemen gardımızı alıyor ve hatta kendimizi kaybedip adeta karşımızdakini azarlarcasına karşılık veriyoruz. Kim yapıyor bunu dersiniz neme lazım siz tahmin edin.
Refah Yol hükümeti zamanında sayın Başbakanla bir konuda görüşmemiz vardı ben de bunu fırsat bilip sayın Başbakana nezaket sınırlarına dikkat ederek bir sual yönelttim. "Biz vatandaş olarak sizler Bakanlar Kurulunda neler konuşuyorsunuz çok merak ediyoruz. Her ne kadar her seferinde Hükümet sözcüsü bilgi veriyor ise de bu ne kadar yeterli oluyor hep bir soru işareti içimizde kalıyor". Sonra da bir öneride bulundum: Sayın Başbakanım acaba "halka açık bir bakanlar kurulu toplantısı düşünmez misiniz? "zira teknoloji buna müsait (bugün dahada müsait) halkımız ilgili bakana ya da size bir sual yöneltir, interaktif bir şekilde bizler de bir bakanlar kuruluna katılırız. Sizce doğru ve şık olmaz mı sayın Başbakanım? "Sessizlik" bu toplantı bitmiştir anlamına geliyordu.
Ben bu fikrimi o günden beri bulunduğum her ortamda bıkmadan usanmadan dile getiriyorum, şu ana kadar itibar eden de olmadı. Sn. Hussein Barack Obama'nın Başkanlık yemini edip görevi devir aldıktan sonraki ilk icraatlarından biri Amerikan Halkı ile bir video konferans düzenlemek oldu. İnteraktif soru-cevap, çekinmeden, şeffaf, hem de tüm kamuoyunun önünde.
Sahi biz demokratikleşiyoruz değilmi !!
Sevgiyle
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder