Bu Blogda Ara
8 Şubat 2010 Pazartesi
TEKEL-TARIM VE HAYVANCILIK ÜZERİNE BAZI DÜŞÜNCELER
Son zamanlarda sıcak gündem maddelerinden biri Tekel işçilerinin direnişi,insani olarak duruma çok üzülüyorum ama haklı olduklarına inanmıyorum ve bir sosyal demokrat olarak gerek muhalefet gerekse başka odaklarca kullanıldıklarını düşünüyorum.
Bugün yaşananlar yıllarca izlenen popülist politikaların bir sonucu olup o politikaları hepimize yutturanlar büyük vebal altındadır o politikalar sadece bugünkü manzarayı doğurmamış ayrıca hepimize yıllarca enflasyon,vergi,kriz olarak dönmüştür.Geçmişte imha edilen tütünün değeri milyarca dolardır bunu o işçi kardeşlerimiz ve sendikalar çok iyi bilirler ama sendikalarımızda malesef bozuk sistemin birer bozuk parçalarıdır.4 c sendikalarımızın arzusuyla özelleştirme sonucu issiz kalacak insanlarımıza karşı önerilmiş ve geçmiş hükümetlerce uygulamaya alınmış bugünde binlerce çalışanın faydalandığı bir programdır.Çözüm üretme özürlüsü olan bizler bu işi ölüm orucuna kadar getirmiş durumdayız ve önümüzdeki günlerde ölüm olaylarıyla karşılaşırsak bunun vebali doğru taktik izlemeyen sendikalar ve sık sık tekel işçilerine destek veriyoruz diye orada boy gösteren sağ,sol muhalefet olacaktır resmen bu arkadaşlarımız kullanılmaktadır ve farkında değildirler.
Siz destek verme oyunu oynayanlardan bir çözüm önerisi duydunuzmu ben duymadım. Burada sendikalarımızın elde edilebilir sonuç üzerine taktik geliştirmeleri gereklidir zira henüz vakit geç değildir o da şudur ; 4 c kapsamına sözleşmeli geçilmektedir burada garanti altına alınması gereken şey süredir herkesin olağanüstü bir durum olmadığı taktirde emeklilik zamanları gelene kadar bu kapsamda kalmalarını sağlamaktır özlük hakları peşinde koşmak değil eminim ki hükümette bunu kabul edecektir.
Konuya Tekel işçilerinden girdim ama anlatmak istediğim başka bir şeydi belki de bundan sonra böyle olaylarla karşılaşmamızı da önleyecek bir yöntem. Bundan 2 yıl önce Fransa Normandiya bölgesinde bir hazır salata paketleme kurumunu ziyarete gittim,niyetim benzer bir işi Türkiyede o kurumla birlikte yapmak idi.Söz konusu kurumun bu işten cirosu Fransa ve birkaç Avrupa ülkesinde oluşuyor ve 600 milyon avro tutarındaydı.
Sistemi yakından inceleyince şunu gördüm % 100 ne çiftçilerin sahip olduğu depolama ve ön yıkama işleri yapan bir kurum bu kurum salatayı paketleyip nihahi tüketiciye sunan şirketin %40 ı na sahip %60 ise özel girişimin elinde. Sizin anlayacağınız katma değer paylaşımın çiftçiye kadar uzandığı bir düzen.
Bunu görünce Mustafa Kemale olan hayranlığım bir kez daha arttı.Hepimiz onun Fransadan her alanda etkilendiğini biliyoruz aklıma hemen Cumhuriyetin ilk yıllarında kurulan Sümerbank,Şeker Fabrikaları,Pancar Üreticileri birliği,Türkiye Zirai Donatım Kurumu ve diğerleri geldi ve o günlerde özel girişimcimiz olmadığı için onun rolünü Devletin üstlenmiş olduğunu fark ettim ama bunu ne o dönemin yöneticilerinin nede onlardan sonra gelenlerin anlamamış olmalarını veya anladıkları halde oy uğruna sistemi nasıl laçkalaştırdıklarını düşündüm.
Şimdi takkemizi önümüze koyup bir kez daha düşünme vakti gelmiştir bazı şeyleri kaçırmış olabiliriz ama hazır Tarım ve Hayvancılık sıcak gündemdeyken model yukarıdadır umarım yetkiler dikkate alırlar.
Sevgiyle
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder